Asırlar öncesinden kalbimde aşkın durur
Kehribar aydınlığı gözlerin beni vurur
Alnımda Çaldıran'ın beyaz serin elleri
Göğsün ki cennetin en bahtiyar sevda yeri
Yanakların her zaman bana şeker kanyonu
Gelmez, gelmeyecek bu ölümsüz aşkın sonu
Saçların gibi göğe uzanır Vanadokya
Yazgıma gül dolduran yağmur yüzlü bir rüya
Güneş seninle sanki Yusuf'u selamlıyor
Horhor Çeşmesi'nden hep mesut sular damlıyor
Geliyor, geliyorum bozkır sesine doğru
Artık ölmem, varsam bir tek nefesine doğru
Gülümseyen avlular, cömert ruhlu çarşılar
Kavuşmak anne gibi ikimizi karşılar
Tuşba'da güller bize hep iki çay söylüyor
Aşkımızı hem dünya hem gök hem ay söylüyor
Kahvaltıda gökyüzü var, sana kavuşmak var
Umutları öperek seninle dolaşmak var
Cumhuriyet Caddesi bir tebessüm edince
Yıldızlar Van oluyor, sen de beni sevince
Sevgilim, misk kevserim, sevgilim, Muradiye'm
Allah'tan bana gelen en mukaddes hediyem
Dudağımın hasreti Van Gölü abıhayat
Akdamar ah Akdamar küheylan yürekli at
Bulutlara merhemdir yaylada kaval sesi
Bayramdır gülüşünün nefes alıp vermesi
Altın yünlü koyunlar ovaların kolları
Karıncaya Süleyman Gürpınar'ın yolları
Edremit'in başında hümadan binlerce kuş
Tüm ipekten bahçeler seninle unutulmuş
Buradan geçmiş sanki Selahattin Eyyubi
Erçek'teki turnalar onun yüreği gibi
Başkale'nin boynunda kestane renkli dağlar
Nerde bir çift göz görsem seninle gülüp ağlar
Zenginliğim, her şeyim, sözümün nuru Van'ım
Ebedî saadetim, gözümün nuru Van'ım